Yedek Personel Gereksinmesi: Bir Anın İçinden
Hayal Kırıklığı: Bir Anlık Sessizlik
Kayseri’nin o keskin kış rüzgarı, her zaman beni farklı bir düşünceye sevk ederdi. Özellikle sabahları, o ince ince donan soğuk havada, içimi ısıtacak bir şey arayarak işe giderdim. Bugün de öyleydi. Gözlerim, bir şekilde kapalı kalan gözlüklerimle buğulandı, ama neyse ki hemen arabanın içine girdiğimde biraz rahatladım. Her şeyin yolunda gittiğini düşünüyordum. Ancak, ofise vardığımda birden her şey değişti.
İçeri adım attım ve hemen masama yöneldim. Önümdeki bilgisayar ekranı, bana son zamanlarda pek fazla iyilik yapmıyordu. Ama işin en tuhaf yanı, sabah karşılaştığım mesajdı: “Yedek personel gereksinmesi” diye bir not vardı, yöneticimden. Ne demekti bu? Yedek personel derken, kimsenin işini doğru düzgün yapamaması mı bekleniyordu? Beni fazladan mı istiyorlardı? Yoksa herkes işinden mi ayrılacaktı? Bu düşünceler kafamda dönmeye başladı.
O anda hissettiğim duyguyu tarif etmek zor. Heyecan mı? Belki biraz. Ama asıl hissettiğim şey hayal kırıklığıydı. Çünkü yıllardır aynı ofiste çalışıyor olmama rağmen, bu tür bir duyguya alışmamıştım. Hani, kimse bana gerçekten ihtiyaç duymuyordu. O kadar basit bir duygu… Kendi işimi yaparken, bir yedek eleman olarak ‘yedek’ olmak, insanı derinden sarsıyor. Bu, bir anlamda küçüldüğünü, varlığının kaybolduğunu hissettiren bir şeydi.
Bir Yedek Personelin Anlamı: O Günün Ardındaki Umut
İçimdeki o boşluk bir süre sonra kaybolmaya başladı. Kimse kimseyi umursamıyordu. Hayat, birkaç not ve yazışmadan ibaretti. Ancak, bir gün değişecekti. Bu yazı, kendi içimdeki değişimi başlatan, bir noktada kendimi gerçekten görmek zorunda bırakacak olan bir uyanıştı.
Yedek personel gereksinmesi, bana sadece günlük rutinimi hatırlatmakla kalmadı, aynı zamanda işin ne kadar ciddi olduğunu da gösterdi. Evet, ben de bir yedek elemandım. Ama bir anlamda bu, bana yeni bir şans veriliyordu. Biraz daha dikkatli olmalıydım, bu şansı kaybetmemek için. O gün, yöneticimle konuştum. “İhtiyacımız olan şey bir yedek değil, gerçekten burayı sahiplenebilecek biri” dedi. O an, söylediklerinin ne kadar doğru olduğunu fark ettim.
Bazen, yedek personel gereksinmesi sadece bir kelime ya da cümle gibi gelebilir. Ama bu durumun içinde, kaybolmuş bir fırsat, bir anlam gizliydi. O an, bana sadece ne yapmam gerektiğini değil, aynı zamanda kendimi ne kadar iyi hissedebileceğimi de öğretti. Yedek olmanın, kenarda durmanın anlamı yoktu. Belki de bu yüzden hala hep çaba gösteriyordum. Çünkü her zaman daha fazlasını yapabileceğimi biliyordum.
Bir Yedek Olarak Farkındalık: İçsel Değişim ve Yeni Başlangıç
Gün batarken, ofisten çıkarken aklımda o konuşma hala yankılanıyordu. Yedek personel gereksinmesi bana bir anı hatırlattı. Birkaç yıl önce, ben de tıpkı o günkü gibi bir kenarda bekleyen, kimseye ihtiyaç duyulmayan biriydim. Ama her geçen gün fark ettiğim şey, bir yedeğin aslında her an orada olabileceği ve bir anda esas figür olabileceğiydi. Sadece cesaretle.
Yedek personel gereksinmesi, bir şeyin eksik olduğunu, herkesin bir şekilde birbirini tamamladığını hatırlatan küçük ama derin bir çağrışım yaptı. Bir ofiste kimse tek başına güçlü değildir. Herkes birbiriyle bağlantılıdır. Herkes birbirine ihtiyaç duyar. Ama bir yedek olmak, aynı zamanda bir fırsat sunar. O fırsat, yalnızca bir dakika içinde gerçekten farkına varılacak bir şeydir.
Kayseri’nin soğuk akşamında, şehre bakarken içimdeki umut ışığının büyüdüğünü hissettim. Belki de bir gün, yedek değil, en ön planda olan ben olurdum. Yedek personel gereksinmesi, bana sabır ve şans getiriyordu. Ve belki de en önemli ders buydu: Kimse asla sadece bir yedek değil, her zaman bir fırsat olabilir.